نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
1983 | 16 | 82 | فإن تولوا فإنما عليك البلاغ المبين |
| | | Yüz çevirirlerse, sana düşen, yalnızca (mesajı) açık bir biçimde iletmektir. |
|
1984 | 16 | 83 | يعرفون نعمت الله ثم ينكرونها وأكثرهم الكافرون |
| | | ALLAH'ın nimetlerini çok iyi tanıdıkları halde onları inkar ederler. Onların çoğu kafirlerdir. |
|
1985 | 16 | 84 | ويوم نبعث من كل أمة شهيدا ثم لا يؤذن للذين كفروا ولا هم يستعتبون |
| | | Her topluluktan bir tanık gönderdiğimiz gün, inkar edenlere ne izin verilir ne de özürleri kabul edilir. |
|
1986 | 16 | 85 | وإذا رأى الذين ظلموا العذاب فلا يخفف عنهم ولا هم ينظرون |
| | | Zulmedenler azabı gördükleri zaman artık onlar için hafifletilmez, ertelenmez. |
|
1987 | 16 | 86 | وإذا رأى الذين أشركوا شركاءهم قالوا ربنا هؤلاء شركاؤنا الذين كنا ندعو من دونك فألقوا إليهم القول إنكم لكاذبون |
| | | Ortak koşanlar, ortak koştukları kimseleri gördükleri zaman, "Rabbimiz, senden başka çağırdığımız ortaklarımız işte bunlardır," derler. (Onlar da), "Siz yalancılarsınız (biz sizin bu suçunuza hiç bir zaman ortak olmadık)," diye karşılık verirler. |
|
1988 | 16 | 87 | وألقوا إلى الله يومئذ السلم وضل عنهم ما كانوا يفترون |
| | | O gün tamamıyla ALLAH'a teslim olmuşlardır ve uydurdukları şeyler de kendilerini terketmiştir. |
|
1989 | 16 | 88 | الذين كفروا وصدوا عن سبيل الله زدناهم عذابا فوق العذاب بما كانوا يفسدون |
| | | İnkar edip ALLAH'ın yolundan sapanlar... Yaptıkları bozgunculuktan ötürü azap üstüne azap arttırırız. |
|
1990 | 16 | 89 | ويوم نبعث في كل أمة شهيدا عليهم من أنفسهم وجئنا بك شهيدا على هؤلاء ونزلنا عليك الكتاب تبيانا لكل شيء وهدى ورحمة وبشرى للمسلمين |
| | | Her topluluk içinden, kendilerine karşı bir tanık gönderdiğimiz, şunlara karşı da seni tanık olarak getirdiğimiz gün... Biz sana bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve müslümanlara bir müjde olarak indirdik. |
|
1991 | 16 | 90 | إن الله يأمر بالعدل والإحسان وإيتاء ذي القربى وينهى عن الفحشاء والمنكر والبغي يعظكم لعلكم تذكرون |
| | | ALLAH adaleti, iyilik yapmayı ve akrabaya yardım etmeyi emreder. Kötülükten, fenalıktan ve azgınlıktan ise sizi meneder. Öğüt almanız için sizi böyle aydınlatır. |
|
1992 | 16 | 91 | وأوفوا بعهد الله إذا عاهدتم ولا تنقضوا الأيمان بعد توكيدها وقد جعلتم الله عليكم كفيلا إن الله يعلم ما تفعلون |
| | | Anlaşma yaptığınızda ALLAH'ın ahdini yerine getirin. Pekiştirdiğiniz yeminleri bozmayın. ALLAH'ı kendinize kefil kılmıştınız. ALLAH yaptıklarınızı bilir. |
|