نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
462 | 3 | 169 | ولا تحسبن الذين قتلوا في سبيل الله أمواتا بل أحياء عند ربهم يرزقون |
| | | Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rab'lerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar. [2,154] |
|
463 | 3 | 170 | فرحين بما آتاهم الله من فضله ويستبشرون بالذين لم يلحقوا بهم من خلفهم ألا خوف عليهم ولا هم يحزنون |
| | | Allah'ın lütfundan ihsan ettiği nimetlere kavuşmaktan dolayı sevinç içindedirler. Arkalarından henüz kendilerine kavuşmayan müstakbel şehitlere, “kendilerine hiçbir korku olmayacağına ve üzüntü hissetmeyeceklerine” dair de müjde vermek isterler. |
|
464 | 3 | 171 | يستبشرون بنعمة من الله وفضل وأن الله لا يضيع أجر المؤمنين |
| | | Onlar Allah'ın nimeti ve lütfu ile ve Allah’ın müminlere olan mükâfatını zayi etmeyeceği müjdesiyle de sevinirler. |
|
465 | 3 | 172 | الذين استجابوا لله والرسول من بعد ما أصابهم القرح للذين أحسنوا منهم واتقوا أجر عظيم |
| | | Hele o yara aldıktan sonra Allah'ın ve Resulünün çağrısına uyup gönül verenlere, hele onlar gibi ihsan ve takvâ sahiplerine pek büyük mükâfatlar vardır. |
|
466 | 3 | 173 | الذين قال لهم الناس إن الناس قد جمعوا لكم فاخشوهم فزادهم إيمانا وقالوا حسبنا الله ونعم الوكيل |
| | | Onlar öyle kimselerdir ki halk kendilerine: “Düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu hazırladılar, aman onlardan kendinizi koruyun.” dediklerinde, bu tehdit onların imanlarını artırmış ve “Hasbunallah ve ni'me’l-vekil” “Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!” demişlerdir. [6,102; 11,12; 39,62] |
|
467 | 3 | 174 | فانقلبوا بنعمة من الله وفضل لم يمسسهم سوء واتبعوا رضوان الله والله ذو فضل عظيم |
| | | Sonra da kendilerine hiç bir fenalık dokunmadan, Allah'tan bir âfiyet, selâmet ve lütuf ile geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah çok büyük lütuf ve inâyet sahibidir. |
|
468 | 3 | 175 | إنما ذلكم الشيطان يخوف أولياءه فلا تخافوهم وخافون إن كنتم مؤمنين |
| | | Size o haberi getiren adam şeytanın tekidir. O sizi kendi dostları ile korkutmak ister. Fakat siz mümin iseniz onlardan korkmayın, Ben'den korkun! [39,36-38; 58,21; 22,40; 47-7; 40,51-52; 4,76; 58,19] |
|
469 | 3 | 176 | ولا يحزنك الذين يسارعون في الكفر إنهم لن يضروا الله شيئا يريد الله ألا يجعل لهم حظا في الآخرة ولهم عذاب عظيم |
| | | İnkâra koşuşanlar sana kaygı vermesin, Onlar Allah'ın dînine asla zarar veremezler. Allah onlara âhirette nasip vermemek istiyor. Onlara büyük bir azap vardır. |
|
470 | 3 | 177 | إن الذين اشتروا الكفر بالإيمان لن يضروا الله شيئا ولهم عذاب أليم |
| | | İmana bedel inkârı tercih edenler Allah'ın dînine hiç bir zarar veremezler ve onlar için gayet acı bir azap vardır. |
|
471 | 3 | 178 | ولا يحسبن الذين كفروا أنما نملي لهم خير لأنفسهم إنما نملي لهم ليزدادوا إثما ولهم عذاب مهين |
| | | O kâfirler kendilerine mühlet vermemizin kendileri hakkında hayır olduğunu sanmasınlar. Onlara mühlet vermemiz, günahlarının artması içindir. Onlara zelil ve perişan eden bir azap vardır. [23,55-56; 68,44; 9,55] |
|