نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
4342 | 43 | 17 | وإذا بشر أحدهم بما ضرب للرحمن مثلا ظل وجهه مسودا وهو كظيم |
| | | O müşriklerden her biri, Rahman'a yakıştırdığı kız çocuğunun dünyaya geldiği haberini alınca, birden yüzü mosmor kesilir, kederinden yutkunur durur. |
|
4343 | 43 | 18 | أومن ينشأ في الحلية وهو في الخصام غير مبين |
| | | Onlar -iddialarınca- süs içinde yetişen ve tartışmada meramını kuvvetle anlatamayan kızları mı Allah'a isnad ediyorlar? (Oysa insanın en değerli saydığı şeyi Mâbud’una vermesi gerekir). |
|
4344 | 43 | 19 | وجعلوا الملائكة الذين هم عباد الرحمن إناثا أشهدوا خلقهم ستكتب شهادتهم ويسألون |
| | | Rahman'ın kulları olan melaikeyi de dişi saydılar.Ne o! Onların yaratıldıkları sırada hazır mı bulundular?Onların bu iddiaları yazılacak ve bundan ötürü onlar sorguya çekileceklerdir. |
|
4345 | 43 | 20 | وقالوا لو شاء الرحمن ما عبدناهم ما لهم بذلك من علم إن هم إلا يخرصون |
| | | Bir de dediler ki: “Eğer Rahman dileseydi, biz onlara tapmazdık.”Aslında onların ciddi bir bilgileri yoktur. Onlar sırf kafadan atıyorlar. |
|
4346 | 43 | 21 | أم آتيناهم كتابا من قبله فهم به مستمسكون |
| | | Yoksa Bizim onlara daha önce verdiğimiz bir kitap varmış da onlar buna mı sarılıyorlar? |
|
4347 | 43 | 22 | بل قالوا إنا وجدنا آباءنا على أمة وإنا على آثارهم مهتدون |
| | | Hayır! Ne bilgileri var, ne kitapları! Sadece şöyle derler:“Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerinden gidiyoruz.” |
|
4348 | 43 | 23 | وكذلك ما أرسلنا من قبلك في قرية من نذير إلا قال مترفوها إنا وجدنا آباءنا على أمة وإنا على آثارهم مقتدون |
| | | İşte böylece senden önce, uyarıcı bir resul gönderdiğimiz hiçbir şehir yoktur ki oraların varlıklı kişileri:“Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerine uyduk!” demiş olmasınlar. [11,38; 17,16] |
|
4349 | 43 | 24 | قال أولو جئتكم بأهدى مما وجدتم عليه آباءكم قالوا إنا بما أرسلتم به كافرون |
| | | Peygamber onlara: “Peki, size babalarınızın bağlandığı dinden daha doğrusunu getirmişsem, yine de sürüp gidecek misiniz?” deyince onlar: “Şunu bilin ki,” dediler, “biz, sizinle gönderilen mesajı reddediyoruz.” |
|
4350 | 43 | 25 | فانتقمنا منهم فانظر كيف كان عاقبة المكذبين |
| | | Bunun üzerine Biz de onlardan müminlerin intikamını aldık. İşte bak peygamberlere yalancı diyenlerin sonu nasıl oldu gör!” |
|
4351 | 43 | 26 | وإذ قال إبراهيم لأبيه وقومه إنني براء مما تعبدون |
| | | Bir vakit İbrâhim babasına ve halkına şöyle dedi: “Bilin ki ben sizin taptıklarınızdan her türlü ilişiği kestim. Ben ancak beni yaratana ibadet ederim. O bana yol gösterecektir.” |
|