نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
5133 | 59 | 7 | ما أفاء الله على رسوله من أهل القرى فلله وللرسول ولذي القربى واليتامى والمساكين وابن السبيل كي لا يكون دولة بين الأغنياء منكم وما آتاكم الرسول فخذوه وما نهاكم عنه فانتهوا واتقوا الله إن الله شديد العقاب |
| | | (Onların durumu) Tıpkı şeytanın durumuna benzer ki insana "İnkar et" dedi. (İnsan) inkar edince de: "Ben seden uzağım, ben alemlerin Rabbi Allah'tan korkarım!" dedi. |
|
5134 | 59 | 8 | للفقراء المهاجرين الذين أخرجوا من ديارهم وأموالهم يبتغون فضلا من الله ورضوانا وينصرون الله ورسوله أولئك هم الصادقون |
| | | Allah'ın, o kent halkından, Elçisine verdiği ganimetler, Allah'a, Elçiye, (ona) akraba olanlara, yetimlere, yoksullara (yolda kalan) yolcuya aittir. Ta ki (o mallar), içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Elçi size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir. |
|
5135 | 59 | 9 | والذين تبوءوا الدار والإيمان من قبلهم يحبون من هاجر إليهم ولا يجدون في صدورهم حاجة مما أوتوا ويؤثرون على أنفسهم ولو كان بهم خصاصة ومن يوق شح نفسه فأولئك هم المفلحون |
| | | (O mallar) Şu göçmen fakirlere aittir ki (onlar) yurtlarından ve mallarından (sürülüp) çıkarılmışlardır; Allah'ın lutuf ve rızasını ararlar; Allah'a ve Elçisine yardım ederler. İşte doğru olanlar onlardır. |
|
5136 | 59 | 10 | والذين جاءوا من بعدهم يقولون ربنا اغفر لنا ولإخواننا الذين سبقونا بالإيمان ولا تجعل في قلوبنا غلا للذين آمنوا ربنا إنك رءوف رحيم |
| | | Ve onlardan önce o yurda (Medine'ye) yerleşen, imana sarılanlar kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilen(ganimet)lerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç (eğilimi) duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa dahi, (göç eden yoksul kardeşlerini) öz canlarına tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar başarıya erenlerdir. |
|
5137 | 59 | 11 | ألم تر إلى الذين نافقوا يقولون لإخوانهم الذين كفروا من أهل الكتاب لئن أخرجتم لنخرجن معكم ولا نطيع فيكم أحدا أبدا وإن قوتلتم لننصرنكم والله يشهد إنهم لكاذبون |
| | | Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla, kalblerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz, Sen çok şefkatli çok merhametlisin!" |
|
5138 | 59 | 12 | لئن أخرجوا لا يخرجون معهم ولئن قوتلوا لا ينصرونهم ولئن نصروهم ليولن الأدبار ثم لا ينصرون |
| | | İki yüzlülük edenleri görmedin mi? Kitap ehlinden inkar eden kardeşlerine: "Eğer siz (yurdunuzdan) çıkarılırsanız, mutlaka biz de sizinle beraber çıkarız, sizin aleyhinize hiç kimseye ita'at etmeyiz. Şayet sizinle savaşılırsa mutlaka size yardım ederiz." derler. Allah, onların yalancı olduklarına şahidlik eder. |
|
5139 | 59 | 13 | لأنتم أشد رهبة في صدورهم من الله ذلك بأنهم قوم لا يفقهون |
| | | Andolsun eğer onlar, çıkarılsalar, (bunlar) onlarla beraber çıkmazlar; eğer onlarla savaşılsa onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalar(ın)a dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez. |
|
5140 | 59 | 14 | لا يقاتلونكم جميعا إلا في قرى محصنة أو من وراء جدر بأسهم بينهم شديد تحسبهم جميعا وقلوبهم شتى ذلك بأنهم قوم لا يعقلون |
| | | Onların kalblerinde sizin korkunuz, Allah'ınkinden fazladır. (Allah'tan çok sizden korkarlar). Böyledir, çünkü onlar anlamaz bir topluluktur. |
|
5141 | 59 | 15 | كمثل الذين من قبلهم قريبا ذاقوا وبال أمرهم ولهم عذاب أليم |
| | | Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak müstahkem kaleler içinde, yahut duvarların ardından (savaşırlar). Kendi aralarında şiddetli ayrılık vardır. Sen onları toplu sanırsın, ama kalbleri dağınıktır. Öyledir, çünkü onlar düşünmez bir topluluktur. |
|
5142 | 59 | 16 | كمثل الشيطان إذ قال للإنسان اكفر فلما كفر قال إني بريء منك إني أخاف الله رب العالمين |
| | | (Onların durumu), kendilerinden az önce, yaptıklarının vebalini tadmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azab bulunan kimselerin durumu gibidir. |
|