نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
949 | 6 | 160 | من جاء بالحسنة فله عشر أمثالها ومن جاء بالسيئة فلا يجزى إلا مثلها وهم لا يظلمون |
| | | Kim bir iyilikle Tanrı tapısına gelirse ona, yaptığının on misli mükafat verilecektir ve kim bir kötülükle gelirse ancak ona karşılık ve onun misli bir ceza ile cezalandırılacaktır ve onlara zulmedemeyecektir. |
|
950 | 6 | 161 | قل إنني هداني ربي إلى صراط مستقيم دينا قيما ملة إبراهيم حنيفا وما كان من المشركين |
| | | De ki: Şüphe yok, Rabbim, beni doğru yola sevketti, İbrahim'in tek Tanrı tanıyan dosdoğru dinine hidayet etti ve o, hiçbir zaman şirk koşanlardan değildi. |
|
951 | 6 | 162 | قل إن صلاتي ونسكي ومحياي ومماتي لله رب العالمين |
| | | De ki: Şüphe yok, namazım da, ibadetlerim de, diriliğim de, ölümüm de alemlerin Rabbi olan Allah içindir ki. |
|
952 | 6 | 163 | لا شريك له وبذلك أمرت وأنا أول المسلمين |
| | | Eşi ortağı yoktur onun ve bana bu emredildi ve ben, ona teslim olanların ilkiyim. |
|
953 | 6 | 164 | قل أغير الله أبغي ربا وهو رب كل شيء ولا تكسب كل نفس إلا عليها ولا تزر وازرة وزر أخرى ثم إلى ربكم مرجعكم فينبئكم بما كنتم فيه تختلفون |
| | | De ki: Allah'tan başka bir Rab mi arıyacakmışım, halbuki odur her şeyin Rabbi ve herkesin kazancı, ancak kendisine aittir; hiçbir suçlu, bir başkasının suçunu yüklenmez, sonra da dönüp varacağınız yer, Rabbinizin tapısıdır ve o, ayrılığa düştüğünüz şeyleri haber verir size. |
|
954 | 6 | 165 | وهو الذي جعلكم خلائف الأرض ورفع بعضكم فوق بعض درجات ليبلوكم في ما آتاكم إن ربك سريع العقاب وإنه لغفور رحيم |
| | | Öyle bir mabuttur ki sizi yeryüzüne hakim kılar ve size verdiği şeylerle sizi sınamak için bir kısmınızı, bir kısmınızdan mevki ve paye bakımından yüceltir. Şüphe yok ki Rabbin, cezaya layık olanın cezasını pek tez verir ve şüphe yok ki o, suçları örter, rahimdir. |
|
955 | 7 | 1 | بسم الله الرحمن الرحيم المص |
| | | Elif lam mim sad. |
|
956 | 7 | 2 | كتاب أنزل إليك فلا يكن في صدرك حرج منه لتنذر به وذكرى للمؤمنين |
| | | Bu bir kitaptır ki insanları onunla korkutman, inananlara da öğüt vermen için sana indirildi; bu yüzden yüreğinde bir sıkıntı, göğsünde bir darlık hasıl olmasın. |
|
957 | 7 | 3 | اتبعوا ما أنزل إليكم من ربكم ولا تتبعوا من دونه أولياء قليلا ما تذكرون |
| | | Rabbinizden size ne indirildiyse ona uyun, ondan başkalarını dost edinip onlara uymayın, fakat ne kadar da azınız öğüt tutmada. |
|
958 | 7 | 4 | وكم من قرية أهلكناها فجاءها بأسنا بياتا أو هم قائلون |
| | | Biz nice şehirler helak etmişiz ki azabımız gelip çattığı zaman ya geceydi; halk, uykuya dalmıştı, yahut da gündüzdü, öğle uykusundaydı, dinlenmedeydi. |
|