نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
849 | 6 | 60 | وهو الذي يتوفاكم بالليل ويعلم ما جرحتم بالنهار ثم يبعثكم فيه ليقضى أجل مسمى ثم إليه مرجعكم ثم ينبئكم بما كنتم تعملون |
| | | O, öyle bir Tanrıdır ki geceleyin adeta sizi öldürür, gündüzün ne çeşit işlerde bulunacağınızı bilir, sonra sizi gündüz diriltir de mukadder olan ölümünüze dek bu, böyle gider, ölümden sonra da dönüp varacağınız yer, onun tapısıdır, sonra ne yaptıysanız hepsini size haber verir. |
|
850 | 6 | 61 | وهو القاهر فوق عباده ويرسل عليكم حفظة حتى إذا جاء أحدكم الموت توفته رسلنا وهم لا يفرطون |
| | | Odur kullarından yüce tasarruf ve kudret sahibi ve size, amellerinizi hıfz ve kaydeden melekler göndermiştir. Nihayet birinizin ölümü geldi mi elçilerimiz, onu öldürürler ve onlar, artık ve eksik iş görmezler. |
|
851 | 6 | 62 | ثم ردوا إلى الله مولاهم الحق ألا له الحكم وهو أسرع الحاسبين |
| | | Sonra, her işi doğru olan kudret ve tasarruf sahibi Tanrılarının tapısına götürülürler. Bilin ki hüküm onundur ve o, hesap görenlerin en tez hesap görenidir. |
|
852 | 6 | 63 | قل من ينجيكم من ظلمات البر والبحر تدعونه تضرعا وخفية لئن أنجانا من هذه لنكونن من الشاكرين |
| | | De ki: Sızlanıp yalvararak gizlice, bizi bundan kurtarırsan şükredenlerden oluruz diye dua ettiğiniz zaman sizi karanın ve denizin karanlıklarından kurtaran kimdir? |
|
853 | 6 | 64 | قل الله ينجيكم منها ومن كل كرب ثم أنتم تشركون |
| | | De ki: Ondan da sizi kurtaran Allah'tır, bütün sıkıntılardan da; sonra gene ona şirk koşarsınız. |
|
854 | 6 | 65 | قل هو القادر على أن يبعث عليكم عذابا من فوقكم أو من تحت أرجلكم أو يلبسكم شيعا ويذيق بعضكم بأس بعض انظر كيف نصرف الآيات لعلهم يفقهون |
| | | De ki: Üstünüzden, ayaklarınızın altından size azap göndermeye, yahut sizi bölükbölük edip bir kısmınızın azabını bir kısmınıza tattırmaya gücü yeter onun; anlasınlar diye bak, delilleri nasıl çeşitçeşit açıklamadayız. |
|
855 | 6 | 66 | وكذب به قومك وهو الحق قل لست عليكم بوكيل |
| | | Kavmin, Kur'an'ı yalan saymada, halbuki o, gerçektir. De ki: Ben, sizi koruyucu değilim. |
|
856 | 6 | 67 | لكل نبإ مستقر وسوف تعلمون |
| | | Her haberin mukadder bir zamanı var, siz de öğrenir, bilirsiniz yakında. |
|
857 | 6 | 68 | وإذا رأيت الذين يخوضون في آياتنا فأعرض عنهم حتى يخوضوا في حديث غيره وإما ينسينك الشيطان فلا تقعد بعد الذكرى مع القوم الظالمين |
| | | Âyetlerimize dair münasebetsiz sözlere daldıklarını görünce bir başka bahse girişinceye dek yüz çevir onlardan. Şeytan, bunu sana unutturursa hatırladıktan sonra artık zulmeden kavimle oturma. |
|
858 | 6 | 69 | وما على الذين يتقون من حسابهم من شيء ولكن ذكرى لعلهم يتقون |
| | | Çekinenler, onların meclislerinde bulunsalar da onların sorumluluğundan bir şey gelmez kendilerine, üstlerine düşen ödev, çekinsinler, sakınsınlar bu işten diye öğüt vermektir ancak. |
|