نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
5250 | 67 | 9 | قالوا بلى قد جاءنا نذير فكذبنا وقلنا ما نزل الله من شيء إن أنتم إلا في ضلال كبير |
| | | Evet derler, andolsun ki geldi bize korkutucu da yalanladık onu ve Allah dedik, hiçbir şeyi indirmemiştir; siz ancak, pek büyük bir sapıklığa düşmüşsünüz. |
|
5251 | 67 | 10 | وقالوا لو كنا نسمع أو نعقل ما كنا في أصحاب السعير |
| | | Ve eğer derler, duysaydık, yahut akıl etseydik yakıp kavuran cehennem ehli olmazdık. |
|
5252 | 67 | 11 | فاعترفوا بذنبهم فسحقا لأصحاب السعير |
| | | Derken suçlarını söylerler; artık ırak olsun yakıp kavuran cehennemin ehli. |
|
5253 | 67 | 12 | إن الذين يخشون ربهم بالغيب لهم مغفرة وأجر كبير |
| | | Şüphe yok ki görmedikleri halde Rablerinden korkanlaradır yarlıganma ve pek büyük bir mükafat. |
|
5254 | 67 | 13 | وأسروا قولكم أو اجهروا به إنه عليم بذات الصدور |
| | | Ve sözünüzü gizli tutun, yahut açığa vurun onu, şüphe yok ki o, gönüllerde olanı bilir. |
|
5255 | 67 | 14 | ألا يعلم من خلق وهو اللطيف الخبير |
| | | Hiç bilmez mi yaratan ve odur kullarına lutfeden ve her şeyden haberdar olan. |
|
5256 | 67 | 15 | هو الذي جعل لكم الأرض ذلولا فامشوا في مناكبها وكلوا من رزقه وإليه النشور |
| | | O, öyle bir mabuttur ki yeryüzünü, size karşı aşağı gönüllü, münkat ve sakin bir halde yaratmıştır, köşesinde, bucağında dolaşın artık ve yiyin mabudunuzun rızkından ve dönüp gideceğiniz yer, gene onun tapısıdır. |
|
5257 | 67 | 16 | أأمنتم من في السماء أن يخسف بكم الأرض فإذا هي تمور |
| | | Kudreti ve emri, gökte bulunan, yüce olan mabudun, sizi yerle beraber batırmayacağından emin misiniz? O vakit görürsün ki o sakin yeryüzü, çalkanıp durmada, titreyip kıvranmada. |
|
5258 | 67 | 17 | أم أمنتم من في السماء أن يرسل عليكم حاصبا فستعلمون كيف نذير |
| | | Yoksa kudreti ve emri; gökte bulunan, yüce olan mabudun, size taşlar yağdıran bir rüzgar yollamayacağından emin misiniz? Derken yakında bilirsiniz nasılmış benim korkutmam. |
|
5259 | 67 | 18 | ولقد كذب الذين من قبلهم فكيف كان نكير |
| | | Ve andolsun ki onlardan öncekiler de yalanlamışlardı, derken nasıl da gelip çattı azabım. |
|