نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
4857 | 54 | 11 | ففتحنا أبواب السماء بماء منهمر |
| | | Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık. |
|
4858 | 54 | 12 | وفجرنا الأرض عيونا فالتقى الماء على أمر قد قدر |
| | | Yeri kaynaklar halinde fışkırttık, (göğün ve yerin) su(ları) takdir edilmiş bir işin olması için birleşti. |
|
4859 | 54 | 13 | وحملناه على ذات ألواح ودسر |
| | | Nuh'u da tahtalar ve çiviler(le yapılmış gemi) üzerinde taşıdık. |
|
4860 | 54 | 14 | تجري بأعيننا جزاء لمن كان كفر |
| | | (Kendisine karşı) Nankörlük edilen(kulumuz)a (bizden) bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. |
|
4861 | 54 | 15 | ولقد تركناها آية فهل من مدكر |
| | | Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur? |
|
4862 | 54 | 16 | فكيف كان عذابي ونذر |
| | | Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (görsünler diye). |
|
4863 | 54 | 17 | ولقد يسرنا القرآن للذكر فهل من مدكر |
| | | Andolsun biz, Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? |
|
4864 | 54 | 18 | كذبت عاد فكيف كان عذابي ونذر |
| | | Ad da yalanladı, ama azabım ve uyarılarım nasıl oldu? |
|
4865 | 54 | 19 | إنا أرسلنا عليهم ريحا صرصرا في يوم نحس مستمر |
| | | Biz onların üstüne uğursuz mu uğursuz bir günde uğultulu bir kasırga saldık. |
|
4866 | 54 | 20 | تنزع الناس كأنهم أعجاز نخل منقعر |
| | | İnsanları sanki köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imişler gibi koparıp deviriyordu. |
|