نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
4649 | 50 | 19 | وجاءت سكرة الموت بالحق ذلك ما كنت منه تحيد |
| | | Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldiğinde, "Ey insan! İşte bu senin öteden beri kaçtığın şeydir." denir. |
|
4650 | 50 | 20 | ونفخ في الصور ذلك يوم الوعيد |
| | | Sur'a üfürülür, işte bu, tehdid(in gerçekleşme) günüdür. |
|
4651 | 50 | 21 | وجاءت كل نفس معها سائق وشهيد |
| | | Her can, kendisiyle beraber bir sevk memuru ve bir şahid bulunduğu halde gelir. |
|
4652 | 50 | 22 | لقد كنت في غفلة من هذا فكشفنا عنك غطاءك فبصرك اليوم حديد |
| | | (Allah ona) "Andolsun sen bundan gaflet içinde idin. Şimdi senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir." der. |
|
4653 | 50 | 23 | وقال قرينه هذا ما لدي عتيد |
| | | Beraberindeki melek "işte yanımdaki hazır" der. |
|
4654 | 50 | 24 | ألقيا في جهنم كل كفار عنيد |
| | | (Allah iki meleğe buyurur ki:) "Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü! |
|
4655 | 50 | 25 | مناع للخير معتد مريب |
| | | İyiliklere (sürekli) engel olan, saldırgan, şüpheciyi. |
|
4656 | 50 | 26 | الذي جعل مع الله إلها آخر فألقياه في العذاب الشديد |
| | | O ki Allah'ın yanında başka ilâh edinmiştir. Haydi ikiniz birlikte onu şiddetli azaba atın." |
|
4657 | 50 | 27 | قال قرينه ربنا ما أطغيته ولكن كان في ضلال بعيد |
| | | Yanındaki arkadaşı (şeytan) der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi". |
|
4658 | 50 | 28 | قال لا تختصموا لدي وقد قدمت إليكم بالوعيد |
| | | Allah buyurur ki: "Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarıcı göndermiştim." |
|