نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
4528 | 46 | 18 | أولئك الذين حق عليهم القول في أمم قد خلت من قبلهم من الجن والإنس إنهم كانوا خاسرين |
| | | İşte onlar, kendilerinden önce insanlardan ve cinlerden gelmiş geçmiş topluluklar içinde, haklarında azap hükmü kesinleşmiş olanlardır. Çünkü onlar hüsrana uğramış kimselerdir. |
|
4529 | 46 | 19 | ولكل درجات مما عملوا وليوفيهم أعمالهم وهم لا يظلمون |
| | | Herkesin, yaptığı işlere göre dereceleri vardır.Sonuçta Allah onlara işlerinin karşılığını tam tamına ödeyecek, onlar asla haksızlığa mâruz kalmayacaklardır. |
|
4530 | 46 | 20 | ويوم يعرض الذين كفروا على النار أذهبتم طيباتكم في حياتكم الدنيا واستمتعتم بها فاليوم تجزون عذاب الهون بما كنتم تستكبرون في الأرض بغير الحق وبما كنتم تفسقون |
| | | Gün gelir, kâfirler cehennem ateşinin karşısına tutulurken şöyle denilir:“Bütün zevklerinizi dünya hayatınızda kullanıp tükettiniz, onlarla safa sürdünüz.Artık bugün dünyada haksız yere büyüklük taslamanız ve dinden çıkıp fâsıklık etmeniz sebebiyle hor ve hakîr eden bir azap ile cezalandırılacaksınız.” |
|
4531 | 46 | 21 | واذكر أخا عاد إذ أنذر قومه بالأحقاف وقد خلت النذر من بين يديه ومن خلفه ألا تعبدوا إلا الله إني أخاف عليكم عذاب يوم عظيم |
| | | Bir de Âd halkının kardeşleri Hûd'u hatırla.O Ahkaf’da kavmini uyarmıştı.Gerçekte ondan önce de, sonra da birçok uyaran peygamberler gelip geçmişti. O: “Yalnız Allah’a ibadet edin. Doğrusu ben, sizin başınıza gelecek müthiş bir günün azabından endişe ediyorum.” demişti. |
|
4532 | 46 | 22 | قالوا أجئتنا لتأفكنا عن آلهتنا فأتنا بما تعدنا إن كنت من الصادقين |
| | | Onlar: “Sen bizi tanrılarımızdan vazgeçirmeye mi geldin!Haydi, iddianda tutarlı isen, geleceğini bildirerek bizi tehdit ettiğin azabı başımıza getir bakalım!” dediler. |
|
4533 | 46 | 23 | قال إنما العلم عند الله وأبلغكم ما أرسلت به ولكني أراكم قوما تجهلون |
| | | O şöyle cevap verdi:“Azabın vakti hakkında kesin bilgi Rabbimin nezdindedir.Ben sadece benimle gönderilen mesajı size duyuruyorum.Ne var ki sizi cahilce davranan bir toplum buluyorum.” |
|
4534 | 46 | 24 | فلما رأوه عارضا مستقبل أوديتهم قالوا هذا عارض ممطرنا بل هو ما استعجلتم به ريح فيها عذاب أليم |
| | | Vaktâ ki, bildirilen azabı, vâdilerine doğru enlemesine yayılarak ilerleyen bir bulut halinde görünce:“Bu, dediler, bize yağmur getiren bir bulut!”Hûd: “Hayır, dedi, bu, sizin gelmesi için acele edip durduğunuz şeydir, yani can yakıcı azap taşıyan bir rüzgârdır! Rabbinin izniyle her şeyi devirip yerle bir eden bir kasırgadır.”Derken hepsi helâk olup sadece meskenleri kaldı.İşte Biz, suça gömülmüş gürûhu böyle cezalandırırız. [7,65; 11,50; 26,123 vd.] |
|
4535 | 46 | 25 | تدمر كل شيء بأمر ربها فأصبحوا لا يرى إلا مساكنهم كذلك نجزي القوم المجرمين |
| | | Vaktâ ki, bildirilen azabı, vâdilerine doğru enlemesine yayılarak ilerleyen bir bulut halinde görünce:“Bu, dediler, bize yağmur getiren bir bulut!”Hûd: “Hayır, dedi, bu, sizin gelmesi için acele edip durduğunuz şeydir, yani can yakıcı azap taşıyan bir rüzgârdır! Rabbinin izniyle her şeyi devirip yerle bir eden bir kasırgadır.”Derken hepsi helâk olup sadece meskenleri kaldı.İşte Biz, suça gömülmüş gürûhu böyle cezalandırırız. [7,65; 11,50; 26,123 vd.] |
|
4536 | 46 | 26 | ولقد مكناهم فيما إن مكناكم فيه وجعلنا لهم سمعا وأبصارا وأفئدة فما أغنى عنهم سمعهم ولا أبصارهم ولا أفئدتهم من شيء إذ كانوا يجحدون بآيات الله وحاق بهم ما كانوا به يستهزئون |
| | | Gerçekten, Biz onlara, size vermediğimiz imkânlar vermiştik.Kulaklar, gözler ve gönüller lütfetmiştik kendilerine.Fakat ne kulakları, ne gözleri, ne de gönülleri kendilerine hiçbir fayda vermedi.Çünkü onlar Allah'ın âyetlerini bile bile, inatla inkâr ediyorlardı.Neticede alaya aldıkları o azap kendilerini her taraftan sarıverdi. |
|
4537 | 46 | 27 | ولقد أهلكنا ما حولكم من القرى وصرفنا الآيات لعلهم يرجعون |
| | | (Mekkeliler!) Etrafınızda bulunan birçok şehirleri yerle bir ettik ve yanlış yoldan dönsünler diye âyetlerimizi farklı üsluplarla tekrar tekrar açıkladık! |
|