نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
4096 | 39 | 38 | ولئن سألتهم من خلق السماوات والأرض ليقولن الله قل أفرأيتم ما تدعون من دون الله إن أرادني الله بضر هل هن كاشفات ضره أو أرادني برحمة هل هن ممسكات رحمته قل حسبي الله عليه يتوكل المتوكلون |
| | | Eğer onlara: “gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorarsan “Allah!” derler.De ki: “Peki öyleyse, şimdi baksanıza Allahtan başka ibadet ettiğiniz şu nesnelere: Şayet Allah bana bir musîbet verirse bunlar o musîbeti giderebilirler mi?Yahut bana rahmet ve nimet vermek isterse o rahmeti engelleyebilirler mi?Şu halde sen şöyle de: “Allah bana kâfidir. Güvenecek yer arayanlar da, yalnız O'na dayanıp güvensinler. [11,54-56; 67,29; 65,3] |
|
4097 | 39 | 39 | قل يا قوم اعملوا على مكانتكم إني عامل فسوف تعلمون |
| | | Hem de ki: “Ey halkım! Siz elinizden gelen fenalığı yapın, ama ben de işime devam edeceğim.Zelil ve rezil eden azabın dünyada kime geleceğini, âhirette ise devamlı azabın kimin başına ineceğini yakında öğrenirsiniz. |
|
4098 | 39 | 40 | من يأتيه عذاب يخزيه ويحل عليه عذاب مقيم |
| | | Hem de ki: “Ey halkım! Siz elinizden gelen fenalığı yapın, ama ben de işime devam edeceğim.Zelil ve rezil eden azabın dünyada kime geleceğini, âhirette ise devamlı azabın kimin başına ineceğini yakında öğrenirsiniz. |
|
4099 | 39 | 41 | إنا أنزلنا عليك الكتاب للناس بالحق فمن اهتدى فلنفسه ومن ضل فإنما يضل عليها وما أنت عليهم بوكيل |
| | | Biz bu kitabı, insanların faydası için sana hak ve gerçek olarak indirdik.Artık kim doğru yola girerse kendi yararına olarak girer, kim de yoldan saparsa kendi aleyhine olarak sapar. Sen onlar üzerinde bekçi değilsin. [11,12; 13,40] |
|
4100 | 39 | 42 | الله يتوفى الأنفس حين موتها والتي لم تمت في منامها فيمسك التي قضى عليها الموت ويرسل الأخرى إلى أجل مسمى إن في ذلك لآيات لقوم يتفكرون |
| | | Ama (gerçek koruyucu) Allah, insanların ruhlarını ölümleri sırasında, ölmeyenlerin ruhlarını ise uykuları sırasında alır.Hakkında ölüm hükmü verdiği rûhu tutar, vermediği rûhu ise belirli bir süreye kadar salıverir.Muhakkak ki bunda, düşünen kimseler için alacak ibretler vardır. [6,60-61] |
|
4101 | 39 | 43 | أم اتخذوا من دون الله شفعاء قل أولو كانوا لا يملكون شيئا ولا يعقلون |
| | | Bilakis onlar kalkmış, Allah'tan başka birtakım sözüm ona şefaatçiler bulmuşlar!De ki: “Onların hiçbir yetkileri olmasa, akıl ve şuurdan mahrum olsalar da mı onlara ibadet edeceksiniz?” [2,255] |
|
4102 | 39 | 44 | قل لله الشفاعة جميعا له ملك السماوات والأرض ثم إليه ترجعون |
| | | De ki: “Şefaatin tamamı Allah'a aittir. Çünkü göklerin ve yerin mülk ve hâkimiyeti de O’nundur. Sonunda da O’nun huzuruna götürülecek, O’na hesap vereceksiniz.” |
|
4103 | 39 | 45 | وإذا ذكر الله وحده اشمأزت قلوب الذين لا يؤمنون بالآخرة وإذا ذكر الذين من دونه إذا هم يستبشرون |
| | | Böyle iken Allah bir olarak anılınca âhirete iman etmeyenlerin yürekleri burkulur da,O'ndan başkalarından bahsedilince derhal yüzleri güler. [37,35] |
|
4104 | 39 | 46 | قل اللهم فاطر السماوات والأرض عالم الغيب والشهادة أنت تحكم بين عبادك في ما كانوا فيه يختلفون |
| | | Sen şöyle dua et:“Allah'ım! Ey gökleri ve yeri yaratan!Ey görünen görünmeyen ne varsa bilen. Hakkında ihtilaf ettikleri her meselede kulların arasında Sen elbette hükmedeceksin. Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum.” |
|
4105 | 39 | 47 | ولو أن للذين ظلموا ما في الأرض جميعا ومثله معه لافتدوا به من سوء العذاب يوم القيامة وبدا لهم من الله ما لم يكونوا يحتسبون |
| | | O zalim kâfirler, dünyanın bütün malları ve imkânları kendilerinin olsa, hatta onların bir misli daha bulunsaydı, kıyamet gününde azabın kötülüğünden kurtulmak için, derhal fidye olarak verirlerdi. O gün onların hiç hesaba katmadıkları öyle şeyler Allah tarafından ortaya dökülür ki saymaya gelmez! |
|