نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
3686 | 35 | 26 | ثم أخذت الذين كفروا فكيف كان نكير |
| | | Sonra o kafir olanları helak ettim ben, benim onları inkarım ve cezalandırmam nasılmış, gördüler. |
|
3687 | 35 | 27 | ألم تر أن الله أنزل من السماء ماء فأخرجنا به ثمرات مختلفا ألوانها ومن الجبال جدد بيض وحمر مختلف ألوانها وغرابيب سود |
| | | Görmez misin ki şüphe yok, Allah, gökten yağmur yağdırır da o sayede renkleri çeşitçeşit meyveler bitirir ve dağlarda da beyaz, kırmızı, çeşitli renklerde ve kapkara yollar meydana getirir. |
|
3688 | 35 | 28 | ومن الناس والدواب والأنعام مختلف ألوانه كذلك إنما يخشى الله من عباده العلماء إن الله عزيز غفور |
| | | Ve insanlardan da, havanlardan da, davarlardan da çeşitli renkte mahluklar yaratır tıpkı bunun gibi; Allah'tan, ancak kullarının bilgili olanları korkar, şüphe yok ki Allah, üstündür, rahimdir. |
|
3689 | 35 | 29 | إن الذين يتلون كتاب الله وأقاموا الصلاة وأنفقوا مما رزقناهم سرا وعلانية يرجون تجارة لن تبور |
| | | O kişiler ki kitabı okurlar ve namaz kılarlar ve onları rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını gizli, aşikar, yoksullara harcarlar ve bu suretle de kesat bulmaz bir alışveriş umarlar. |
|
3690 | 35 | 30 | ليوفيهم أجورهم ويزيدهم من فضله إنه غفور شكور |
| | | Onların mükafatını, tamamıyla öder elbette ve lutfundan, ihsanından, mükafatlarını arttırır da; şüphe yok o, suçları örter, mükafatlarını da fazlasıyla verir. |
|
3691 | 35 | 31 | والذي أوحينا إليك من الكتاب هو الحق مصدقا لما بين يديه إن الله بعباده لخبير بصير |
| | | Sana vahyettiğimiz kitap, gerçektir, önceki kitapların gerçekliğini bildirmededir; şüphe yok ki Allah, kullarından haberdardır ve onları görür. |
|
3692 | 35 | 32 | ثم أورثنا الكتاب الذين اصطفينا من عبادنا فمنهم ظالم لنفسه ومنهم مقتصد ومنهم سابق بالخيرات بإذن الله ذلك هو الفضل الكبير |
| | | Sonra kitabı, kullarımızdan seçtiklerimize miras bıraktık; derken onlardan nefsine zulmeden var ve onlardan mutedil hareket eden var ve onlardan, hayırlarda herkesten ileri giden var Allah izniyle; işte bu, pek büyük bir lütuf ve ihsandır. |
|
3693 | 35 | 33 | جنات عدن يدخلونها يحلون فيها من أساور من ذهب ولؤلؤا ولباسهم فيها حرير |
| | | Ebedi olan Adn cennetlerine girerler, orada altın bilezikleri takınırlar, incilerle bezenirler ve elbiseleri de ipektir orada. |
|
3694 | 35 | 34 | وقالوا الحمد لله الذي أذهب عنا الحزن إن ربنا لغفور شكور |
| | | Ve hamd Allah'a ki derler, bizden gamı, gussayı giderdi; şüphe yok ki Rabbimiz, suçları örter, mükafatlarını da fazlasıyle verir. |
|
3695 | 35 | 35 | الذي أحلنا دار المقامة من فضله لا يمسنا فيها نصب ولا يمسنا فيها لغوب |
| | | Öyle bir mabuttur ki bizi, tam konaklanacak yurda kondurdu lütfüyle; burada bize ne bir yorgunluk gelir, ne bir usanç gelir. |
|