نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
3633 | 34 | 27 | قل أروني الذين ألحقتم به شركاء كلا بل هو الله العزيز الحكيم |
| | | De ki: “O'na şerik saydıklarınızı bana gösterin bakayım! Hayır, öyle şey yok! Doğrusu şu ki Allah, azîz ve hakîmdir (mutlak galip olup tam hüküm ve hikmet sahibidir). |
|
3634 | 34 | 28 | وما أرسلناك إلا كافة للناس بشيرا ونذيرا ولكن أكثر الناس لا يعلمون |
| | | Ey Resûlüm! Biz seni bütün insanlığa rahmetimizin müjdecisi, azabımızın uyarıcısı olarak gönderdik, lâkin insanların ekserisi bunu bilmezler. [7,158; 25,1; 6,116; 12,103] |
|
3635 | 34 | 29 | ويقولون متى هذا الوعد إن كنتم صادقين |
| | | Bir de: “Eğer doğru söylüyorsanız vâd ettiğiniz kıyamet ne zaman gerçekleşecek?” derler.De ki: “Sizinle öyle bir buluşma günümüz var ki ondan ne bir saat ileri geçebilirsiniz, ne de bir saat geri kalabilirsiniz.!” [42,18; [71,4; 11, 104-105] |
|
3636 | 34 | 30 | قل لكم ميعاد يوم لا تستأخرون عنه ساعة ولا تستقدمون |
| | | Bir de: “Eğer doğru söylüyorsanız vâd ettiğiniz kıyamet ne zaman gerçekleşecek?” derler.De ki: “Sizinle öyle bir buluşma günümüz var ki ondan ne bir saat ileri geçebilirsiniz, ne de bir saat geri kalabilirsiniz.!” [42,18; [71,4; 11, 104-105] |
|
3637 | 34 | 31 | وقال الذين كفروا لن نؤمن بهذا القرآن ولا بالذي بين يديه ولو ترى إذ الظالمون موقوفون عند ربهم يرجع بعضهم إلى بعض القول يقول الذين استضعفوا للذين استكبروا لولا أنتم لكنا مؤمنين |
| | | Kâfirler: “Biz ne bu Kur'ân’a, ne de bundan öncekilere inanırız.” derler. O zalimleri; sen, Rab’lerinin huzuruna duruşma için getirildiklerinde, birbirlerine laf atarken bir görseydin! Zebûn edilen, dünyada güçsüz bırakılanlar o kibirli olan önderlerine: “Ah! Sizin yüzünüzden bu hallere düştük, siz olmasaydınız biz de iman edecektik!” diyecekler. |
|
3638 | 34 | 32 | قال الذين استكبروا للذين استضعفوا أنحن صددناكم عن الهدى بعد إذ جاءكم بل كنتم مجرمين |
| | | Öte yandan dünyada iken kibirlenenler o zebûn edilenlere, ezilenlere:“Size hidâyet geldikten sonra, biz mi sizi ondan uzaklaştırdık.Bilakis, siz zaten suçlu kimselerdiniz!” [7,38-39; 14,21; 40,47-48] |
|
3639 | 34 | 33 | وقال الذين استضعفوا للذين استكبروا بل مكر الليل والنهار إذ تأمروننا أن نكفر بالله ونجعل له أندادا وأسروا الندامة لما رأوا العذاب وجعلنا الأغلال في أعناق الذين كفروا هل يجزون إلا ما كانوا يعملون |
| | | Ezilenler de kibirlilere:“Hayır! İşiniz gücünüz, gece gündüz dolap!Siz daima Allah'a nankörlük etmemizi,Ona birtakım şerikler uydurmamızı bizden isterdiniz” derler.Ve böyle atışırlarken hepsi, azabı gördükleri o esnada, pişmanlıklarını içlerine atarlar...O inkârcıların boyunlarına ateşten demir halkalar takarız.Bu, yaptıklarının adil bir karşılığı değil midir? |
|
3640 | 34 | 34 | وما أرسلنا في قرية من نذير إلا قال مترفوها إنا بما أرسلتم به كافرون |
| | | Uyarmak üzere Peygamber gönderdiğimiz hiçbir belde yoktur kionların ileri gelen, varlıklı ve şımarık olanları: “Biz sizinle gönderilen şeyleri reddediyoruz, bunu böyle bilesiniz!” demiş olmasınlar. |
|
3641 | 34 | 35 | وقالوا نحن أكثر أموالا وأولادا وما نحن بمعذبين |
| | | Ve ilave ettiler: “Bizim malımız da, evladımız da sizinkinden daha fazla, sizden daha güçlüyüz.Biz öyle iddia ettiğiniz gibi azaba falan da uğrayacak değiliz!” [26,111; 11,27; 6,53-133; 23-55-56; 9,55; 7,4; 11-17] |
|
3642 | 34 | 36 | قل إن ربي يبسط الرزق لمن يشاء ويقدر ولكن أكثر الناس لا يعلمون |
| | | De ki: “Rabbim dilediği kimsenin rızkını, nasibini bollaştırır, dilediğinin nasibini kısar. Ama insanların ekserisi bu gerçeği bilmezler.” |
|