نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
3370 | 29 | 30 | قال رب انصرني على القوم المفسدين |
| | | (Lut): "Rabbim, şu bozguncu kavme karşı bana yardım et," dedi. |
|
3371 | 29 | 31 | ولما جاءت رسلنا إبراهيم بالبشرى قالوا إنا مهلكو أهل هذه القرية إن أهلها كانوا ظالمين |
| | | Elçilerimiz İbrahim'e (oğlu olacağına dair) müjdeyi getirdikleri zaman dediler ki: "Biz şu (Sodom) kenti(ni)n halkını helak edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim oldular." |
|
3372 | 29 | 32 | قال إن فيها لوطا قالوا نحن أعلم بمن فيها لننجينه وأهله إلا امرأته كانت من الغابرين |
| | | (İbrahim) dedi: "Ama orada Lut var?" dediler: "Biz orada kimin bulunduğunu daha iyi biliriz. Onu ve ailesini kurtaracağız. Yalnız karısı (azabda) kalacaklardandır." |
|
3373 | 29 | 33 | ولما أن جاءت رسلنا لوطا سيء بهم وضاق بهم ذرعا وقالوا لا تخف ولا تحزن إنا منجوك وأهلك إلا امرأتك كانت من الغابرين |
| | | Elçilerimiz Lut'a gelince (Lut) onlar yüzünden fenalaştı ve onlar hakkında arşını daraldı. (Melekler): "Korkma üzülme, dediler, biz seni ve aileni kurtaracağız, yalnız karın, kalacaklardan olmuştur." |
|
3374 | 29 | 34 | إنا منزلون على أهل هذه القرية رجزا من السماء بما كانوا يفسقون |
| | | Biz yoldan çıkan şu ülke halkının üstüne gökten bir azab indireceğiz. |
|
3375 | 29 | 35 | ولقد تركنا منها آية بينة لقوم يعقلون |
| | | Andolsun biz, aklını kullanan bir toplum için ondan, (harab ettiğimiz o ülkeden) açık bir işaret bırakmışızdır. |
|
3376 | 29 | 36 | وإلى مدين أخاهم شعيبا فقال يا قوم اعبدوا الله وارجوا اليوم الآخر ولا تعثوا في الأرض مفسدين |
| | | Medyen'e de kardeşleri Şuayb'i (gönderdik): "Ey kavmim, dedi, Allah'a kuluk edin, ahiret gününü umun, yeryüzünde karışıklık çıkarıp bozgunculuk yapmayın!" |
|
3377 | 29 | 37 | فكذبوه فأخذتهم الرجفة فأصبحوا في دارهم جاثمين |
| | | Onu yalanladılar, bu yüzden onları (o müthiş) deprem yakaladı, yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar. |
|
3378 | 29 | 38 | وعادا وثمود وقد تبين لكم من مساكنهم وزين لهم الشيطان أعمالهم فصدهم عن السبيل وكانوا مستبصرين |
| | | Ad ve Semud'u da (helak ettik). Bu, oturdukları yerlerden size belli olmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri süsleyip onları yoldan çıkardı. Oysa bakıp ibret alabilirlerdi (ama almadılar). |
|
3379 | 29 | 39 | وقارون وفرعون وهامان ولقد جاءهم موسى بالبينات فاستكبروا في الأرض وما كانوا سابقين |
| | | Kaarun'u, Fir'avn'ı, Haman'ı da (helak ettik). Andolsun, Musa onlara açık kanıtlar getirdi, fakat onlar o yerde büyüklük tasla(yıp ayetlerimizi kabule tenezzül etme)diler. Ama geçip gidecek, (elimizden kurtulacak) değillerdi. |
|