نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
3311 | 28 | 59 | وما كان ربك مهلك القرى حتى يبعث في أمها رسولا يتلو عليهم آياتنا وما كنا مهلكي القرى إلا وأهلها ظالمون |
| | | Senin Rabbin ülkelerin anakentlerinde halka âyetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe o ülkeleri imha etmez.Biz zaten, ahalisi zulmü meslek edinmiş olandan başkasını imha etmeyiz. [6,92; 7,158; 42,7; 46,27] |
|
3312 | 28 | 60 | وما أوتيتم من شيء فمتاع الحياة الدنيا وزينتها وما عند الله خير وأبقى أفلا تعقلون |
| | | Size verilen nimetler, geçici dünya metâı, dünyanın süsüdür.Allah'ın size sakladığı âhiret mükâfatı ise daha hayırlı, daha devamlıdır. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? [16,96; 3,198; 13,26; 87,16-17; 2,166,167; 16,52-53] |
|
3313 | 28 | 61 | أفمن وعدناه وعدا حسنا فهو لاقيه كمن متعناه متاع الحياة الدنيا ثم هو يوم القيامة من المحضرين |
| | | Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve ona kavuşacak olan mutlu kimsenin hali, dünyada geçici olarak yaşatmamızın ardından kıyamet günü hesap ve azap için tutuklu olarak getirilen kimsenin haline hiç benzer mi? |
|
3314 | 28 | 62 | ويوم يناديهم فيقول أين شركائي الذين كنتم تزعمون |
| | | O gün Allah müşriklere:“Nerede Benim ortaklarım olduğunu iddia ettiğiniz şerikler?” diye seslenir. [6,94; 19,81; 46,5-6; 29,25] |
|
3315 | 28 | 63 | قال الذين حق عليهم القول ربنا هؤلاء الذين أغوينا أغويناهم كما غوينا تبرأنا إليك ما كانوا إيانا يعبدون |
| | | (Şeytanlardan ve insanlardan putlaştırılmış oldukları için) kendileri hakkında azap hükmü kesinleşmiş olanlar:“Ulu Rabbimiz! İşimiz meydanda, azdırdığımız kimseler işte karşımızda, inkâr edemeyiz.Ama sırf kötülük olsun diye değil, kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onları zorlamadık.Onların iddiaları ile, onların bizi putlaştırmaları ile hiçbir ilişkimiz olmadığını ilan ediyoruz,Sana sığınıyoruz. Zaten aslında onlar bize tapmıyorlardı, kendi hevalarına tapıyorlardı.” |
|
3316 | 28 | 64 | وقيل ادعوا شركاءكم فدعوهم فلم يستجيبوا لهم ورأوا العذاب لو أنهم كانوا يهتدون |
| | | Bu defa onları putlaştıranlara hitaben: “Haydin, şeriklerinize yalvarın da onlardan yardım isteyin!” denir.Yalvarırlar ama onlar bunlara cevap veremezler.Fakat cevap olarak, karşılarına çıkan azabı görürler.Ne olurdu yani, dünyada iken bu gerçeği anlayıp hakkı kabul etselerdi!.. |
|
3317 | 28 | 65 | ويوم يناديهم فيقول ماذا أجبتم المرسلين |
| | | Nitekim o gün kâfirlere Allah: “Size gönderilen resullere ne gibi bir cevap vermiştiniz, tutumunuz ne olmuştu?” diye seslenir. |
|
3318 | 28 | 66 | فعميت عليهم الأنباء يومئذ فهم لا يتساءلون |
| | | Birden dünyaları kararır, bir tek kelime ile olsun cevap veremezler; birbirlerine soracak halleri de kalmaz. |
|
3319 | 28 | 67 | فأما من تاب وآمن وعمل صالحا فعسى أن يكون من المفلحين |
| | | Ama inkârdan dönüş yapıp iman eden, güzel ve makbul işler yapan kimseler felah bulanlardan olmayı umabilirler. |
|
3320 | 28 | 68 | وربك يخلق ما يشاء ويختار ما كان لهم الخيرة سبحان الله وتعالى عما يشركون |
| | | Senin Rabbin dilediğini yaratır, dilediğini seçer. Onların ise seçme hakları yoktur.Allah, onların uydurdukları şeriklerden münezzehtir, yücedir. [33,36] |
|