نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
3268 | 28 | 16 | قال رب إني ظلمت نفسي فاغفر لي فغفر له إنه هو الغفور الرحيم |
| | | "Rabbim," dedi, "ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla." O da onu bağışladı. Çünkü O Bağışlayandır, Rahimdir. |
|
3269 | 28 | 17 | قال رب بما أنعمت علي فلن أكون ظهيرا للمجرمين |
| | | "Rabbim," dedi, "bana bağışladığın nimetlere karşılık olarak bundan böyle suçlulara yardım etmeyeceğim." |
|
3270 | 28 | 18 | فأصبح في المدينة خائفا يترقب فإذا الذي استنصره بالأمس يستصرخه قال له موسى إنك لغوي مبين |
| | | Korku içinde, etrafı kollayarak şehirde sabahladı. Kendisinden dün yardım istemiş olan adam, feryad ederek yine kendisinden yardım istiyordu. Musa ona, "Belli ki sen bir belalısın," dedi. |
|
3271 | 28 | 19 | فلما أن أراد أن يبطش بالذي هو عدو لهما قال يا موسى أتريد أن تقتلني كما قتلت نفسا بالأمس إن تريد إلا أن تكون جبارا في الأرض وما تريد أن تكون من المصلحين |
| | | Ortak düşmanlarını yakalamak isteyince, "Musa, dün birisini öldürdüğün gibi bu gün de beni mi öldürmek isitiyorsun? Sen, yeryüzünde erdemli biri olmak istemiyorsun; bir zorba olmak istiyorsun," dedi. |
|
3272 | 28 | 20 | وجاء رجل من أقصى المدينة يسعى قال يا موسى إن الملأ يأتمرون بك ليقتلوك فاخرج إني لك من الناصحين |
| | | Şehrin öte yanından koşa koşa gelen bir adam, "Musa, ileri gelenler seni öldürmek için aralarında görüşüyorlar. Çabuk burayı terket; ben sana öğüt vermekteyim," dedi. |
|
3273 | 28 | 21 | فخرج منها خائفا يترقب قال رب نجني من القوم الظالمين |
| | | Korku içinde, çevreyi kollayarak oradan kaçtı. "Rabbim, beni şu zalim toplumdan kurtar," dedi. |
|
3274 | 28 | 22 | ولما توجه تلقاء مدين قال عسى ربي أن يهديني سواء السبيل |
| | | Medyen'e doğru yönelince, "Umarım Rabbim beni doğruya iletir," dedi. |
|
3275 | 28 | 23 | ولما ورد ماء مدين وجد عليه أمة من الناس يسقون ووجد من دونهم امرأتين تذودان قال ما خطبكما قالتا لا نسقي حتى يصدر الرعاء وأبونا شيخ كبير |
| | | Medyen suyuna vardığında, orada hayvanlarını sulayan halktan bir grup buldu. Onların gerisinde itilip kakılan iki kadın gördü. Onlara, "Ne yapmak istiyorsunuz?" dedi. "Çobanlar sulayıp çekilmeden sulayamayız. Babamız da çok yaşlı bir adamdır," dediler. |
|
3276 | 28 | 24 | فسقى لهما ثم تولى إلى الظل فقال رب إني لما أنزلت إلي من خير فقير |
| | | Onlar için suladı, sonra gölgeye çekildi ve, "Rabbim, senin bana bağışlayacağın her şeye muhtacım," dedi. |
|
3277 | 28 | 25 | فجاءته إحداهما تمشي على استحياء قالت إن أبي يدعوك ليجزيك أجر ما سقيت لنا فلما جاءه وقص عليه القصص قال لا تخف نجوت من القوم الظالمين |
| | | Çok geçmeden onlardan birisi utana utana ona doğru yürüyerek geldi ve "Babam, bizim için sulamana karşılık olarak sana ücret vermek istiyor," dedi. Onunla karşılaşıp ona başından geçenleri anlatınca o, "Korkma," dedi, "Zalim topluluktan kurtulmuş bulunuyorsun." |
|