نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
2895 | 25 | 40 | ولقد أتوا على القرية التي أمطرت مطر السوء أفلم يكونوا يرونها بل كانوا لا يرجون نشورا |
| | | Şu Kureyş müşrikleri, belâ yağmuruna tutulan, üstüne taş yağdırılan şehire de vardılar. Peki, orada olup biteni fark etmediler mi?Doğrusu onlar öldükten sonra diriltileceklerini hiç düşünmezler. [26,174; 37,137-138; 15,76-79] |
|
2896 | 25 | 41 | وإذا رأوك إن يتخذونك إلا هزوا أهذا الذي بعث الله رسولا |
| | | Seni gördüklerinde mutlaka seni alaya alır ve: “Allah'ın, elçi olarak gönderdiği bu şahıs mı imiş! Bula bula bunu mu bulmuş?” [21,36; 13,32] |
|
2897 | 25 | 42 | إن كاد ليضلنا عن آلهتنا لولا أن صبرنا عليها وسوف يعلمون حين يرون العذاب من أضل سبيلا |
| | | “Eğer biz sebat etmeseydik, nerdeyse bizi tanrılarımızdan vazgeçirecekti.” derler.Ama kendilerini bekleyen azabı gördükleri vakit, asıl sapanın kim olduğunu işte o zaman anlayacaklardır. |
|
2898 | 25 | 43 | أرأيت من اتخذ إلهه هواه أفأنت تكون عليه وكيلا |
| | | Baksana şu kendi heva ve heveslerini tanrı edinen kimseye! Artık sen mi vekil olacaksın ona, işlerini sen mi yürüteceksin? [35,8; 28,56; 45,23] |
|
2899 | 25 | 44 | أم تحسب أن أكثرهم يسمعون أو يعقلون إن هم إلا كالأنعام بل هم أضل سبيلا |
| | | Yoksa sen onlardan çoğunun söz dinlediğini, yahut aklını çalıştırdığını mı sanıyorsun?Doğrusu onlar yolu şaşırmada davarlar gibi, hatta daha da şaşkındırlar. [67,10] |
|
2900 | 25 | 45 | ألم تر إلى ربك كيف مد الظل ولو شاء لجعله ساكنا ثم جعلنا الشمس عليه دليلا |
| | | Bakmaz mısın Rabbin gölgeyi nasıl uzatıyor? Dileseydi onu hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil kılıyoruz? Sonra da nasıl tutup onu azar azar Kendimize doğru dilediğimiz yere alıyoruz. |
|
2901 | 25 | 46 | ثم قبضناه إلينا قبضا يسيرا |
| | | Bakmaz mısın Rabbin gölgeyi nasıl uzatıyor? Dileseydi onu hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil kılıyoruz? Sonra da nasıl tutup onu azar azar Kendimize doğru dilediğimiz yere alıyoruz. |
|
2902 | 25 | 47 | وهو الذي جعل لكم الليل لباسا والنوم سباتا وجعل النهار نشورا |
| | | Size geceyi örtü, uykuyu bir istirahat, gündüzü de dağılıp çalışma vakti kılan O'dur. [91,4; 78,10; 28,73] |
|
2903 | 25 | 48 | وهو الذي أرسل الرياح بشرا بين يدي رحمته وأنزلنا من السماء ماء طهورا |
| | | Rüzgârları rahmetinin önünden müjdeci olarak gönderen de O'dur.Ölü diyarlara hayat vermek ve yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara su vermek için gökten tertemiz suyu da Biz indirmekteyiz. [22, 5; 42,28; 30,50] |
|
2904 | 25 | 49 | لنحيي به بلدة ميتا ونسقيه مما خلقنا أنعاما وأناسي كثيرا |
| | | Rüzgârları rahmetinin önünden müjdeci olarak gönderen de O'dur.Ölü diyarlara hayat vermek ve yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara su vermek için gökten tertemiz suyu da Biz indirmekteyiz. [22, 5; 42,28; 30,50] |
|