نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
2641 | 22 | 46 | أفلم يسيروا في الأرض فتكون لهم قلوب يعقلون بها أو آذان يسمعون بها فإنها لا تعمى الأبصار ولكن تعمى القلوب التي في الصدور |
| | | Akıl ve tedbire sahip olacak akıl, duyup anlayacak kulak elde etmek için hiç de mi yeryüzünde gezip dolaşmazlar? Gerçekten de gözler kör olmaz ama gönüllerdeki can gözleri körleşir. |
|
2642 | 22 | 47 | ويستعجلونك بالعذاب ولن يخلف الله وعده وإن يوما عند ربك كألف سنة مما تعدون |
| | | Azabın, çabucak gelip çatmasını isterler senden ve Allah, vaadinden caymaz kesin olarak ve Rabbinin katında bir gün, sizin sayıp durduğunuz bin yıl gibidir. |
|
2643 | 22 | 48 | وكأين من قرية أمليت لها وهي ظالمة ثم أخذتها وإلي المصير |
| | | Ve nice şehir var ki halkı zalim olduğundan mühlet verdik onlara da sonra helak ediverdim ve dönüp gelecekleri yer de benim tapımdır. |
|
2644 | 22 | 49 | قل يا أيها الناس إنما أنا لكم نذير مبين |
| | | De ki: Ey insanlar, ben ancak size, apaçık bir korkutucuyum. |
|
2645 | 22 | 50 | فالذين آمنوا وعملوا الصالحات لهم مغفرة ورزق كريم |
| | | İnanan ve iyi işlerde bulunanlaradır yarlıganmak ve güzel bir rızık. |
|
2646 | 22 | 51 | والذين سعوا في آياتنا معاجزين أولئك أصحاب الجحيم |
| | | Delillerimize karşı gelmeye uğraşanlara gelince: Onlar, alevalev yanan cehennemin ehlidir. |
|
2647 | 22 | 52 | وما أرسلنا من قبلك من رسول ولا نبي إلا إذا تمنى ألقى الشيطان في أمنيته فينسخ الله ما يلقي الشيطان ثم يحكم الله آياته والله عليم حكيم |
| | | Ve senden önce, şeriat sahibi veya başkasının şeriatine uymuş hiçbir peygamber göndermedik ki o, bir şey dilediği zaman Şeytan, onun dileğine bir fitne katmaya uğraşmasın. Fakat Allah, Şeytan'ın katmak istediği şeyi bozar, sonra da ayetlerini sağlamlaştırır ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
|
2648 | 22 | 53 | ليجعل ما يلقي الشيطان فتنة للذين في قلوبهم مرض والقاسية قلوبهم وإن الظالمين لفي شقاق بعيد |
| | | Bu da, Şeytan'ın katmak istediği şeyi, gönüllerinde hastalık olanlarla yürekleri katı bulunanlara bir sınama yapmak içindir ve şüphe yok ki zalimler, gerçekten pek uzak bir ayrılık içindedir. |
|
2649 | 22 | 54 | وليعلم الذين أوتوا العلم أنه الحق من ربك فيؤمنوا به فتخبت له قلوبهم وإن الله لهاد الذين آمنوا إلى صراط مستقيم |
| | | - Bir de bu suretle kendilerine bilgi verilenler, bilirler ki Kur'an, Rabbinden gelen bir gerçektir ve artık inanırlar ona, gönülleri, onunla tevazuya erişir ve şüphe yok ki Allah, inananları elbette doğru yola sevk eder. |
|
2650 | 22 | 55 | ولا يزال الذين كفروا في مرية منه حتى تأتيهم الساعة بغتة أو يأتيهم عذاب يوم عقيم |
| | | Kafir olanlarsa, kıyamet gelip çatmadıkça, yahut o kısır gün, onlara gelmedikçe onun hakkında şüphe etmekten kurtulamazlar. |
|