بسم الله الرحمن الرحيم

نتائج البحث: 6236
ترتيب الآيةرقم السورةرقم الآيةالاية
26322237لن ينال الله لحومها ولا دماؤها ولكن يناله التقوى منكم كذلك سخرها لكم لتكبروا الله على ما هداكم وبشر المحسنين
Onların etleri ve kanları Allah'a ulaşmaz. Fakat sizin takvanız O'na ulaşır. Allah onları size böyle boyun eğdirdi ki, sizi doğru yola ilettiği için O'nun büyüklüğünü anasınız. (Ey Muhammed), güzel davrananları müjdele.
26332238إن الله يدافع عن الذين آمنوا إن الله لا يحب كل خوان كفور
Allah inananları savunur. Allah hiçbir hain, nankörü sevmez.
26342239أذن للذين يقاتلون بأنهم ظلموا وإن الله على نصرهم لقدير
Kendileriyle savaşılan(mü'min)lere (karşı koyma) izn(i) verildi. Çünkü onlara zulmedilmiştir ve şüphesiz Allah, onlara yardım etmeğe kadirdir.
26352240الذين أخرجوا من ديارهم بغير حق إلا أن يقولوا ربنا الله ولولا دفع الله الناس بعضهم ببعض لهدمت صوامع وبيع وصلوات ومساجد يذكر فيها اسم الله كثيرا ولينصرن الله من ينصره إن الله لقوي عزيز
Onlar, sırf "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah'ın bazı insanları diğer bazılarıyle savunması olmasaydı, içlerinde Allah'ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılırdı. Allah, kendi(dini)ne yardım edene elbette yardım eder. Kuşkusuz Allah, kuvvetlidir, galibdir.
26362241الذين إن مكناهم في الأرض أقاموا الصلاة وآتوا الزكاة وأمروا بالمعروف ونهوا عن المنكر ولله عاقبة الأمور
O(Allah'ın dinine yardım ede)nleri yer yüzünde iktidara getirdiğimiz takdirde (zorbaların yoluna sapmazlar, bil'akis) namazı kılarlar, zekatı verirler, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeğe çalışırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir (her şey sonunda O'na varacaktır).
26372242وإن يكذبوك فقد كذبت قبلهم قوم نوح وعاد وثمود
(Ey Muhammed), eğer (bunlar) seni yalanlıyorlarsa (bil ki) bunlardan önce Nuh, 'Ad ve Semud kavmi de yalanlamıştı.
26382243وقوم إبراهيم وقوم لوط
İbrahim kavmi ve Lut kavmi de (yalanlamıştı).
26392244وأصحاب مدين وكذب موسى فأمليت للكافرين ثم أخذتهم فكيف كان نكير
Medyen halkı da (yalanlamıştı); Musa da yalanlanmıştı. Ben de kafirlere bir süre vermiş, sonra onları yakalamıştım. (Bak), benim (onları) inkarım (görülmemiş biçimde cezalandırmam) nasıl oldu!
26402245فكأين من قرية أهلكناها وهي ظالمة فهي خاوية على عروشها وبئر معطلة وقصر مشيد
(Halkı) zulmederken helak ettiğimiz nice kent vardırki duvarları (yıkılan) tavanlarının üstüne çökmüştür. Nice kullanılmaz olmuş kuyu ve nice (ıssız kalmış) sağlam köşk vardır!
26412246أفلم يسيروا في الأرض فتكون لهم قلوب يعقلون بها أو آذان يسمعون بها فإنها لا تعمى الأبصار ولكن تعمى القلوب التي في الصدور
Hiç yer yüzünde gezmediler mi ki (kendilerinden önce mahvolanların yerlerini görsünler de) düşünecekleri kalbleri, işitecekleri kulakları olsun (akıllları başlarına gelsin, hak sözünü işitsinler). Zira gözler kör olmaz (çünkü gözlerin körlüğü, geçici bir görme yetersizliğidir); fakat (asıl) göğüslerdeki kalbler kör olur.


0 ... 253.1 254.1 255.1 256.1 257.1 258.1 259.1 260.1 261.1 262.1 264.1 265.1 266.1 267.1 268.1 269.1 270.1 271.1 272.1 ... 623

إنتاج هذه المادة أخد: 0.02 ثانية


المغرب.كووم © ٢٠٠٩ - ١٤٣٠ © الحـمـد لله الـذي سـخـر لـنا هـذا :: وقف لله تعالى وصدقة جارية

1262539220975017305538594389385945031305