نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
2632 | 22 | 37 | لن ينال الله لحومها ولا دماؤها ولكن يناله التقوى منكم كذلك سخرها لكم لتكبروا الله على ما هداكم وبشر المحسنين |
| | | Onların etleri ve kanları Allah'a ulaşmaz. Fakat sizin takvanız O'na ulaşır. Allah onları size böyle boyun eğdirdi ki, sizi doğru yola ilettiği için O'nun büyüklüğünü anasınız. (Ey Muhammed), güzel davrananları müjdele. |
|
2633 | 22 | 38 | إن الله يدافع عن الذين آمنوا إن الله لا يحب كل خوان كفور |
| | | Allah inananları savunur. Allah hiçbir hain, nankörü sevmez. |
|
2634 | 22 | 39 | أذن للذين يقاتلون بأنهم ظلموا وإن الله على نصرهم لقدير |
| | | Kendileriyle savaşılan(mü'min)lere (karşı koyma) izn(i) verildi. Çünkü onlara zulmedilmiştir ve şüphesiz Allah, onlara yardım etmeğe kadirdir. |
|
2635 | 22 | 40 | الذين أخرجوا من ديارهم بغير حق إلا أن يقولوا ربنا الله ولولا دفع الله الناس بعضهم ببعض لهدمت صوامع وبيع وصلوات ومساجد يذكر فيها اسم الله كثيرا ولينصرن الله من ينصره إن الله لقوي عزيز |
| | | Onlar, sırf "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah'ın bazı insanları diğer bazılarıyle savunması olmasaydı, içlerinde Allah'ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılırdı. Allah, kendi(dini)ne yardım edene elbette yardım eder. Kuşkusuz Allah, kuvvetlidir, galibdir. |
|
2636 | 22 | 41 | الذين إن مكناهم في الأرض أقاموا الصلاة وآتوا الزكاة وأمروا بالمعروف ونهوا عن المنكر ولله عاقبة الأمور |
| | | O(Allah'ın dinine yardım ede)nleri yer yüzünde iktidara getirdiğimiz takdirde (zorbaların yoluna sapmazlar, bil'akis) namazı kılarlar, zekatı verirler, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeğe çalışırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir (her şey sonunda O'na varacaktır). |
|
2637 | 22 | 42 | وإن يكذبوك فقد كذبت قبلهم قوم نوح وعاد وثمود |
| | | (Ey Muhammed), eğer (bunlar) seni yalanlıyorlarsa (bil ki) bunlardan önce Nuh, 'Ad ve Semud kavmi de yalanlamıştı. |
|
2638 | 22 | 43 | وقوم إبراهيم وقوم لوط |
| | | İbrahim kavmi ve Lut kavmi de (yalanlamıştı). |
|
2639 | 22 | 44 | وأصحاب مدين وكذب موسى فأمليت للكافرين ثم أخذتهم فكيف كان نكير |
| | | Medyen halkı da (yalanlamıştı); Musa da yalanlanmıştı. Ben de kafirlere bir süre vermiş, sonra onları yakalamıştım. (Bak), benim (onları) inkarım (görülmemiş biçimde cezalandırmam) nasıl oldu! |
|
2640 | 22 | 45 | فكأين من قرية أهلكناها وهي ظالمة فهي خاوية على عروشها وبئر معطلة وقصر مشيد |
| | | (Halkı) zulmederken helak ettiğimiz nice kent vardırki duvarları (yıkılan) tavanlarının üstüne çökmüştür. Nice kullanılmaz olmuş kuyu ve nice (ıssız kalmış) sağlam köşk vardır! |
|
2641 | 22 | 46 | أفلم يسيروا في الأرض فتكون لهم قلوب يعقلون بها أو آذان يسمعون بها فإنها لا تعمى الأبصار ولكن تعمى القلوب التي في الصدور |
| | | Hiç yer yüzünde gezmediler mi ki (kendilerinden önce mahvolanların yerlerini görsünler de) düşünecekleri kalbleri, işitecekleri kulakları olsun (akıllları başlarına gelsin, hak sözünü işitsinler). Zira gözler kör olmaz (çünkü gözlerin körlüğü, geçici bir görme yetersizliğidir); fakat (asıl) göğüslerdeki kalbler kör olur. |
|