نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
2462 | 20 | 114 | فتعالى الله الملك الحق ولا تعجل بالقرآن من قبل أن يقضى إليك وحيه وقل رب زدني علما |
| | | Demek ki gerçek Hükümdar olan Allah çok Yücedir. Sana vahyedilmesi henüz tamamlanmadan unutma endişesi ile Kur'ân’ı okumada acele etme ve: “Ya Rabbî! Benim ilmimi artır.” de! [23,116; 75,16-19; 114,2] {KM, Çıkış 15,18; İşaya 24,23} |
|
2463 | 20 | 115 | ولقد عهدنا إلى آدم من قبل فنسي ولم نجد له عزما |
| | | Doğrusu Biz daha önce Âdem'e de vahiy ve emir vermiştik, ne var ki o ahdi unuttu, onda bir azim bulamadık. |
|
2464 | 20 | 116 | وإذ قلنا للملائكة اسجدوا لآدم فسجدوا إلا إبليس أبى |
| | | Düşünün ki Biz, bir vakit meleklere: “Âdem'e secde edin!” dedik. Hepsi secde ettiler, yalnız İblis diretti.[2,34; 7,11; 38,72] |
|
2465 | 20 | 117 | فقلنا يا آدم إن هذا عدو لك ولزوجك فلا يخرجنكما من الجنة فتشقى |
| | | Biz de dedik ki: “Âdem! İyi bil ki bu, sana da eşine de tam bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra perişan olur, helâke sürüklenirsin!” |
|
2466 | 20 | 118 | إن لك ألا تجوع فيها ولا تعرى |
| | | “Sen cennette asla açlık çekmeyecek, asla çıplak kalmayacaksın. Orada asla susuzluk çekmeyecek ve güneşin kavurucu sıcağına mâruz kalmayacaksın. |
|
2467 | 20 | 119 | وأنك لا تظمأ فيها ولا تضحى |
| | | “Sen cennette asla açlık çekmeyecek, asla çıplak kalmayacaksın. Orada asla susuzluk çekmeyecek ve güneşin kavurucu sıcağına mâruz kalmayacaksın. |
|
2468 | 20 | 120 | فوسوس إليه الشيطان قال يا آدم هل أدلك على شجرة الخلد وملك لا يبلى |
| | | Ama şeytan ona vesvese verip: “Âdem! dedi, “ister misin sana ebediyet (ölümsüzlük) ağacını, zamanın geçmesiyle zeval bulmayan bir devlet ve saltanatı göstereyim?” [2,35] {KM, Tekvin 3,22; Vahiy 22,14} |
|
2469 | 20 | 121 | فأكلا منها فبدت لهما سوآتهما وطفقا يخصفان عليهما من ورق الجنة وعصى آدم ربه فغوى |
| | | Derken ikisi de o ağacın meyvesinden yediler. Bunun üzerine edep yerlerinin açık olduğunu fark ettiler. Derhal cennet yapraklarıyla üzerlerini örtmeye başladılar. Böylece Âdem Rabbine karşı geldi de şaştı kaldı. |
|
2470 | 20 | 122 | ثم اجتباه ربه فتاب عليه وهدى |
| | | Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve onu hidâyetine mazhar etti. |
|
2471 | 20 | 123 | قال اهبطا منها جميعا بعضكم لبعض عدو فإما يأتينكم مني هدى فمن اتبع هداي فلا يضل ولا يشقى |
| | | Onlara hitaben buyurdu ki: Kiminiz kiminize düşman olarak cennetten yere ininiz. Sonra ne zaman Benden bir rehber gelir de, kim ona tâbi olursa, artık o ne yolu şaşırır, ne de bedbaht olur. |
|