نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
1860 | 15 | 58 | قالوا إنا أرسلنا إلى قوم مجرمين |
| | | “Haberin olsun!” dediler, “Biz, Lut'un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük.” |
|
1861 | 15 | 59 | إلا آل لوط إنا لمنجوهم أجمعين |
| | | “Haberin olsun!” dediler, “Biz, Lut'un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük.” |
|
1862 | 15 | 60 | إلا امرأته قدرنا إنها لمن الغابرين |
| | | “Haberin olsun!” dediler, “Biz, Lut'un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük.” |
|
1863 | 15 | 61 | فلما جاء آل لوط المرسلون |
| | | Elçiler Lut'un evine gelince O: “Doğrusu, siz ürkülecek kimselersiniz.” dedi. |
|
1864 | 15 | 62 | قال إنكم قوم منكرون |
| | | Elçiler Lut'un evine gelince O: “Doğrusu, siz ürkülecek kimselersiniz.” dedi. |
|
1865 | 15 | 63 | قالوا بل جئناك بما كانوا فيه يمترون |
| | | “Yok” dediler, “Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz.Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin.” [15,8; 11,65] |
|
1866 | 15 | 64 | وأتيناك بالحق وإنا لصادقون |
| | | “Yok” dediler, “Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz.Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin.” [15,8; 11,65] |
|
1867 | 15 | 65 | فأسر بأهلك بقطع من الليل واتبع أدبارهم ولا يلتفت منكم أحد وامضوا حيث تؤمرون |
| | | “Yok” dediler, “Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz.Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin.” [15,8; 11,65] |
|
1868 | 15 | 66 | وقضينا إليه ذلك الأمر أن دابر هؤلاء مقطوع مصبحين |
| | | Ona şu kesin emri vahyettik: “Sabaha çıkarlarken onların kökü kesilmiş olacaktır!” [11,81] |
|
1869 | 15 | 67 | وجاء أهل المدينة يستبشرون |
| | | Şehir halkı da misafirlerin geldiğini duyup eğlenmek için gelmişlerdi. |
|