نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
1711 | 13 | 4 | وفي الأرض قطع متجاورات وجنات من أعناب وزرع ونخيل صنوان وغير صنوان يسقى بماء واحد ونفضل بعضها على بعض في الأكل إن في ذلك لآيات لقوم يعقلون |
| | | Yeryüzünde, birbirine komşu toprak parçaları, üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır. Bunların hepsi aynı su ile sulanmalarına rağmen lezzetçe birbirinden farklı kılmışızdır. Aklını kullanan bir toplum için elbette bunda işaretler ve dersler vardır. |
|
1712 | 13 | 5 | وإن تعجب فعجب قولهم أإذا كنا ترابا أإنا لفي خلق جديد أولئك الذين كفروا بربهم وأولئك الأغلال في أعناقهم وأولئك أصحاب النار هم فيها خالدون |
| | | Şaşacaksan, onların şu sözlerine şaşmalısın: "Biz toprak olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız?" İşte onlar, Rab'lerini inkar edenlerdir. Onlar, boyunlarına prangalar hakedenlerdir. Onlar ateşin halkıdır; nitekim orada ebedi kalıcıdırlar. |
|
1713 | 13 | 6 | ويستعجلونك بالسيئة قبل الحسنة وقد خلت من قبلهم المثلات وإن ربك لذو مغفرة للناس على ظلمهم وإن ربك لشديد العقاب |
| | | İyilik isteyeceklerine, başlarına hemen bir felaket getirmeni isterler; oysa kendilerinden önce örnekler gelip geçti. Rabbin, işledikleri zulme rağmen halka karşı bağışlayıcıdır. Rabbinin azabı çetindir. |
|
1714 | 13 | 7 | ويقول الذين كفروا لولا أنزل عليه آية من ربه إنما أنت منذر ولكل قوم هاد |
| | | İnkarcılar, "Ona bir mucize inmeli değil miydi," diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın. Her toplum için bir Yol Gösterici vardır. |
|
1715 | 13 | 8 | الله يعلم ما تحمل كل أنثى وما تغيض الأرحام وما تزداد وكل شيء عنده بمقدار |
| | | ALLAH her dişinin yüklendiğini, rahimlerin eksilttiğini ve arttırdığını bilir. O'nun yanında her şey belli bir ölçüye göredir. |
|
1716 | 13 | 9 | عالم الغيب والشهادة الكبير المتعال |
| | | Gizliyi ve açığı Bilendir; Büyüktür, Yücedir. |
|
1717 | 13 | 10 | سواء منكم من أسر القول ومن جهر به ومن هو مستخف بالليل وسارب بالنهار |
| | | Sözü ister gizleyin, ister açıklayın, ister gecenin karanlığında saklanın, ister gündüzün ortaya çıkın O'nun için birdir. |
|
1718 | 13 | 11 | له معقبات من بين يديه ومن خلفه يحفظونه من أمر الله إن الله لا يغير ما بقوم حتى يغيروا ما بأنفسهم وإذا أراد الله بقوم سوءا فلا مرد له وما لهم من دونه من وال |
| | | (Onların herbiri için) önünden ve ardından nöbetleşerek izleyenler vardır. Onu ALLAH'ın emriyle korurlar. Bir topluluk kendisini değiştirmedikçe ALLAH onların durumunu değiştirmez. ALLAH bir topluluk için fenalık istedi mi, hiç bir güç onu durduramaz; onların O'ndan başka bir koruyup kollayanları da olmaz. |
|
1719 | 13 | 12 | هو الذي يريكم البرق خوفا وطمعا وينشئ السحاب الثقال |
| | | O, size korku ve umut olarak şimşeği gösteren ve ağır bulutları oluşturandır. |
|
1720 | 13 | 13 | ويسبح الرعد بحمده والملائكة من خيفته ويرسل الصواعق فيصيب بها من يشاء وهم يجادلون في الله وهو شديد المحال |
| | | Gök gürlemesi O'nu överek, melekler de O'nu saygıyla yüceltirler. O, yıldırımları gönderir ve dilediğini onlarla çarpar. Onlar hâlâ ALLAH hakkında tartışıyorlar. O, dayanılmaz güce sahiptir. |
|