نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
1582 | 11 | 109 | فلا تك في مرية مما يعبد هؤلاء ما يعبدون إلا كما يعبد آباؤهم من قبل وإنا لموفوهم نصيبهم غير منقوص |
| | | Artık bunların taptıkları şeylerin boşluğunda bir şüphen olmasın; önceden ataları nasıl tapıyorsa onlar da tıpkı o çeşit tapıyorlar ve biz de onların nasibini eksiksiz olarak vereceğiz. |
|
1583 | 11 | 110 | ولقد آتينا موسى الكتاب فاختلف فيه ولولا كلمة سبقت من ربك لقضي بينهم وإنهم لفي شك منه مريب |
| | | Andolsun ki biz Musa'ya da kitap vermiştik de onda ihtilafa düşmüşlerdi; Rabbinin taktir ettiği vaadi olmasaydı çoktan aralarında hükmedilir, iş bitmiş olurdu ve onlar, gerçekten de bu hususta şiddetli bir şüphe ve tereddüd içinde kalmışlardır. |
|
1584 | 11 | 111 | وإن كلا لما ليوفينهم ربك أعمالهم إنه بما يعملون خبير |
| | | Ve şüphe yok ki Rabbin, onların yaptıkları şeylere tam bir karşılık verecektir, şüphe yok ki o, ne yapıyorlarsa hepsinden de haberdardır. |
|
1585 | 11 | 112 | فاستقم كما أمرت ومن تاب معك ولا تطغوا إنه بما تعملون بصير |
| | | Artık sen, sana nasıl emredildiyse öylece dosdoğru hareket et ve seninle beraber bulunan ve tövbe etmiş olanlar da dosdoğru hareket etsinler ve taşkınlıkta bulunmayın, çünkü şüphe yok ki o, ne yapıyorsanız hepsini de görür. |
|
1586 | 11 | 113 | ولا تركنوا إلى الذين ظلموا فتمسكم النار وما لكم من دون الله من أولياء ثم لا تنصرون |
| | | Ve zulmedenlere meyletmeyin, sonra ateşle azaba uğrarsınız ve Allah'tan başka bir dostunuz yoktur, sonra yardım da görmezsiniz. |
|
1587 | 11 | 114 | وأقم الصلاة طرفي النهار وزلفا من الليل إن الحسنات يذهبن السيئات ذلك ذكرى للذاكرين |
| | | Ve gündüzün başlangıcıyla son kısmında ve gecenin ilk çağlarında namaz kıl; şüphe yok ki güzel işler, kötülükleri giderir. İşte bu, iyi düşünenlere bir öğüttür. |
|
1588 | 11 | 115 | واصبر فإن الله لا يضيع أجر المحسنين |
| | | Ve sabret, çünkü Allah, gerçekten de iyilik edenlerin ecrini zayi etmez. |
|
1589 | 11 | 116 | فلولا كان من القرون من قبلكم أولو بقية ينهون عن الفساد في الأرض إلا قليلا ممن أنجينا منهم واتبع الذين ظلموا ما أترفوا فيه وكانوا مجرمين |
| | | Sizden önceki çağlarda, halkı, yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışan idrak ve ibadet ehli bir bölük halk bulunsaydı ne olurdu; halbuki içlerinden kurtardıklarımız pek azdı ve zulmedenler, yalnız kendilerine verilmiş olan devlete uydular ve suçlu oldular. |
|
1590 | 11 | 117 | وما كان ربك ليهلك القرى بظلم وأهلها مصلحون |
| | | Rabbin, ahalisi, birbirini ıslah edip duran şehirleri zulümle helak etmez. |
|
1591 | 11 | 118 | ولو شاء ربك لجعل الناس أمة واحدة ولا يزالون مختلفين |
| | | Rabbin dileseydi insanları bir tek ümmet haline getirirdi, fakat onlar, aykırılığa düşmekten bir türlü kurtulamazlar. |
|