نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
1085 | 7 | 131 | فإذا جاءتهم الحسنة قالوا لنا هذه وإن تصبهم سيئة يطيروا بموسى ومن معه ألا إنما طائرهم عند الله ولكن أكثرهم لا يعلمون |
| | | Onlara bir iyilik gelince hakkımızdı bu zaten derler, bir kötülük geldi mi Musa'nın ve onunla beraber bulunanların uğursuzluğuna verirlerdi. İyice bil ki uğradıkları uğursuzluk, Allah'tandı, fakat çoğu bilmezdi bunu. |
|
1086 | 7 | 132 | وقالوا مهما تأتنا به من آية لتسحرنا بها فما نحن لك بمؤمنين |
| | | Bizi büyülemek, kandırmak için hangi delili gösterirsen göster demişlerdi, biz sana inanmayacağız. |
|
1087 | 7 | 133 | فأرسلنا عليهم الطوفان والجراد والقمل والضفادع والدم آيات مفصلات فاستكبروا وكانوا قوما مجرمين |
| | | Bunun üzerine, ayrıayrı mucize olmak üzere onlara tufan, çekirge, haşerat, kurbağa ve kan gönderdik, fakat ululanıp inanmaya tenezzül etmediler ve zaten de suçlu bir topluluktu onlar. |
|
1088 | 7 | 134 | ولما وقع عليهم الرجز قالوا يا موسى ادع لنا ربك بما عهد عندك لئن كشفت عنا الرجز لنؤمنن لك ولنرسلن معك بني إسرائيل |
| | | Azaba uğrayınca ya Musa diyorlardı; icabet edeceğine dair verdiği söze uyarak Rabbine dua et de bizden bu belayı defetsin, muhakkak sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz. |
|
1089 | 7 | 135 | فلما كشفنا عنهم الرجز إلى أجل هم بالغوه إذا هم ينكثون |
| | | Uğrayacakları son belayadek üstlerine çöken musibeti giderdik mi derhal yeminlerini bozuyorlardı. |
|
1090 | 7 | 136 | فانتقمنا منهم فأغرقناهم في اليم بأنهم كذبوا بآياتنا وكانوا عنها غافلين |
| | | Sonucu öc aldık onlardan ve delillerimizi yalanladıkları, onlardan gaflet ettikleri için hepsini de denize garkettik. |
|
1091 | 7 | 137 | وأورثنا القوم الذين كانوا يستضعفون مشارق الأرض ومغاربها التي باركنا فيها وتمت كلمت ربك الحسنى على بني إسرائيل بما صبروا ودمرنا ما كان يصنع فرعون وقومه وما كانوا يعرشون |
| | | Zayıf, horhakir bir hale getirilen kavme, yeryüzünün feyiz ve bereket ihsan ettiğimiz doğularını da, batılarını da miras olarak verdik ve sabrettiklerinden dolayı Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel söz, tamamlandı, yerine geldi ve Firavun'la kavminin yaptıklarını, yükselttiklerini yıkıp mahvettik. |
|
1092 | 7 | 138 | وجاوزنا ببني إسرائيل البحر فأتوا على قوم يعكفون على أصنام لهم قالوا يا موسى اجعل لنا إلها كما لهم آلهة قال إنكم قوم تجهلون |
| | | İsrailoğullarını denizden geçirdik de putlara tapmakta olan bir topluluğa rastladılar. Ya Musa dediler, onların taptığı putlar gibi bize de putlar yap. Musa, şüphe yok ki dedi, siz bilgisiz bir kavimsiniz. |
|
1093 | 7 | 139 | إن هؤلاء متبر ما هم فيه وباطل ما كانوا يعملون |
| | | Onların taptıkları da helak olup gitmiştir, yaptıkları da boştur. |
|
1094 | 7 | 140 | قال أغير الله أبغيكم إلها وهو فضلكم على العالمين |
| | | Sizi alemlerden üstün kıldığı halde Allah'tan başka bir mabut mu arıyorsunuz? |
|