نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
1080 | 7 | 126 | وما تنقم منا إلا أن آمنا بآيات ربنا لما جاءتنا ربنا أفرغ علينا صبرا وتوفنا مسلمين |
| | | Sen bizden, ancak Rabbimizin delilleri gelince onlara inandık diye öc alacaksın. Rabbimiz, üstümüze yağdırırcasına sabır ver bize ve bizi Müslüman olarak öldür. |
|
1081 | 7 | 127 | وقال الملأ من قوم فرعون أتذر موسى وقومه ليفسدوا في الأرض ويذرك وآلهتك قال سنقتل أبناءهم ونستحيي نساءهم وإنا فوقهم قاهرون |
| | | Firavun'un kavminden ileri gelenler, Musa'yı ve kavmini, yeryüzünde bozgunculuk etsinler, senden ve taptıklarından yüz çevirsinler diye mi bırakıyorsun dediler. Firavun gene onların oğullarını öldürür, kadınlarını bırakırız ve şüphe yok ki biz, onlardan üstünüz ve kudret sahibiyiz dedi. |
|
1082 | 7 | 128 | قال موسى لقومه استعينوا بالله واصبروا إن الأرض لله يورثها من يشاء من عباده والعاقبة للمتقين |
| | | Musa, kavmine dedi ki: Allah'tan yardım dileyin ve sabredin. Şüphe yok ki yeryüzü Allah'ındır, kullarından dilediğine miras olarak kalır ve sonuç, çekinenlerindir. |
|
1083 | 7 | 129 | قالوا أوذينا من قبل أن تأتينا ومن بعد ما جئتنا قال عسى ربكم أن يهلك عدوكم ويستخلفكم في الأرض فينظر كيف تعملون |
| | | Sen gelmeden önce de eziyet çektik, geldikten sonra da çekiyoruz dediler. Musa, umarım ki dedi, Rabbiniz, düşmanlarınızı helak eder, yeryüzünde hükümdar eder sizi de neler yapacağınıza bakar, dener sizi. |
|
1084 | 7 | 130 | ولقد أخذنا آل فرعون بالسنين ونقص من الثمرات لعلهم يذكرون |
| | | Andolsun ki biz, düşünüp ibret alsınlar diye Firavun'u ve soyunu yıllarca kuraklığa ve kıtlığa uğrattık. |
|
1085 | 7 | 131 | فإذا جاءتهم الحسنة قالوا لنا هذه وإن تصبهم سيئة يطيروا بموسى ومن معه ألا إنما طائرهم عند الله ولكن أكثرهم لا يعلمون |
| | | Onlara bir iyilik gelince hakkımızdı bu zaten derler, bir kötülük geldi mi Musa'nın ve onunla beraber bulunanların uğursuzluğuna verirlerdi. İyice bil ki uğradıkları uğursuzluk, Allah'tandı, fakat çoğu bilmezdi bunu. |
|
1086 | 7 | 132 | وقالوا مهما تأتنا به من آية لتسحرنا بها فما نحن لك بمؤمنين |
| | | Bizi büyülemek, kandırmak için hangi delili gösterirsen göster demişlerdi, biz sana inanmayacağız. |
|
1087 | 7 | 133 | فأرسلنا عليهم الطوفان والجراد والقمل والضفادع والدم آيات مفصلات فاستكبروا وكانوا قوما مجرمين |
| | | Bunun üzerine, ayrıayrı mucize olmak üzere onlara tufan, çekirge, haşerat, kurbağa ve kan gönderdik, fakat ululanıp inanmaya tenezzül etmediler ve zaten de suçlu bir topluluktu onlar. |
|
1088 | 7 | 134 | ولما وقع عليهم الرجز قالوا يا موسى ادع لنا ربك بما عهد عندك لئن كشفت عنا الرجز لنؤمنن لك ولنرسلن معك بني إسرائيل |
| | | Azaba uğrayınca ya Musa diyorlardı; icabet edeceğine dair verdiği söze uyarak Rabbine dua et de bizden bu belayı defetsin, muhakkak sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz. |
|
1089 | 7 | 135 | فلما كشفنا عنهم الرجز إلى أجل هم بالغوه إذا هم ينكثون |
| | | Uğrayacakları son belayadek üstlerine çöken musibeti giderdik mi derhal yeminlerini bozuyorlardı. |
|