نتائج البحث: 6236
|
ترتيب الآية | رقم السورة | رقم الآية | الاية |
1038 | 7 | 84 | وأمطرنا عليهم مطرا فانظر كيف كان عاقبة المجرمين |
| | | Üstlerine bir yağmur yağdırdık. Suçluların sonuna bak! |
|
1039 | 7 | 85 | وإلى مدين أخاهم شعيبا قال يا قوم اعبدوا الله ما لكم من إله غيره قد جاءتكم بينة من ربكم فأوفوا الكيل والميزان ولا تبخسوا الناس أشياءهم ولا تفسدوا في الأرض بعد إصلاحها ذلكم خير لكم إن كنتم مؤمنين |
| | | Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Dedi ki: "Ey halkım, ALLAH'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yoktur. Rabbinizden size açık bir kanıt gelmiş bulunuyor. Ölçü ve tartıyı tam uygulayın. Halkın hakkını yemeyin. Düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. İnanıyorsanız bunlar sizin için daha hayırlıdır." |
|
1040 | 7 | 86 | ولا تقعدوا بكل صراط توعدون وتصدون عن سبيل الله من آمن به وتبغونها عوجا واذكروا إذ كنتم قليلا فكثركم وانظروا كيف كان عاقبة المفسدين |
| | | "ALLAH'ın yolunu eğriltmek ve inananları tehdit edip ondan çevirmek için her yolun başına oturmayın. Sayıca az iken sizi nasıl da çoğalttığını düşünün. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bakın." |
|
1041 | 7 | 87 | وإن كان طائفة منكم آمنوا بالذي أرسلت به وطائفة لم يؤمنوا فاصبروا حتى يحكم الله بيننا وهو خير الحاكمين |
| | | "Madem ki sizden bir kısmı benimle gönderilen mesaja inanmış, bir kısmı da inanmamış bulunuyor, öyleyse ALLAH aramızda hükmedinceye kadar sabredin. O, hükmedenlerin en iyisidir." |
|
1042 | 7 | 88 | قال الملأ الذين استكبروا من قومه لنخرجنك يا شعيب والذين آمنوا معك من قريتنا أو لتعودن في ملتنا قال أولو كنا كارهين |
| | | Halkının büyüklük taslayan ileri gelenleri, "Şuayb, ya seni ve seninle beraber inananları kentimizden süreceğiz ya da dinimize geri dönersin!," dediler. O da şöyle dedi: "Biz istemesek de mi?" |
|
1043 | 7 | 89 | قد افترينا على الله كذبا إن عدنا في ملتكم بعد إذ نجانا الله منها وما يكون لنا أن نعود فيها إلا أن يشاء الله ربنا وسع ربنا كل شيء علما على الله توكلنا ربنا افتح بيننا وبين قومنا بالحق وأنت خير الفاتحين |
| | | "ALLAH bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra ona dönersek ALLAH'a yalan yakıştırmış oluruz. Rabbimiz ALLAH dilemedikçe ona tekrar dönmemiz söz konusu olamaz. Rabbimiz her şeyi bilgisiyle kuşatmıştır. Biz yalnız ALLAH'a güvendik. Bizimle halkımızın arasını hak ile aç ey Rabbimiz. Sen açığa çıkaranların en hayırlısısın. |
|
1044 | 7 | 90 | وقال الملأ الذين كفروا من قومه لئن اتبعتم شعيبا إنكم إذا لخاسرون |
| | | Halkının ileri gelen inkarcıları, "Şuayb'a uyarsanız kaybedenlerden olursunuz," dediler. |
|
1045 | 7 | 91 | فأخذتهم الرجفة فأصبحوا في دارهم جاثمين |
| | | Bunun üzerine onları bir sarsıntı yakaladı da evlerinde diz üstü çöküverdiler. |
|
1046 | 7 | 92 | الذين كذبوا شعيبا كأن لم يغنوا فيها الذين كذبوا شعيبا كانوا هم الخاسرين |
| | | Şuayb'ı yalanlayanlar sanki hiç orada yaşamamışlar gibi yok oldular. Şuayb'ı yalanlayanlar, asıl kaybedenler onlar oldular. |
|
1047 | 7 | 93 | فتولى عنهم وقال يا قوم لقد أبلغتكم رسالات ربي ونصحت لكم فكيف آسى على قوم كافرين |
| | | Onlardan yüz çevirdi ve "Ey halkım, size Rabbimin mesajını ilettim, öğüt verdim. İnkarcı bir topluluğa nasıl acırım?" |
|